IFD - Istanbul Fashion Days'den Akılda Kalanlar

FTV Brasil IFD boyunca trend avcılığı yaptı

Biraz geç kalan bir post olsa da bir IFD özeti geçmenin yararlı olduğunu düşünüyorum. Hem, orda burda yazılıp çizilenlere ek olarak benim de söylemem gereken birkaç şey var. Genel olarak organizasyonun beni memnun ettiğini söyleyebilirim ancak benim ufak tefek dediğim kimilerinse skandal haline getirdiği sorunlar yok değildi.

- Herşeyden önce Koza defilesinin olduğu çarşamba gecesini saymazsak benim için perşembe günü Elaidi defilesi ile başlayan, defile alanlarına girişte yaşanan o izdiham neydi öyle? Gerçekten, bunun için "rezalet" kelimesi yetersiz kalır herhalde. Hadi biz kendimizi geçtik, Türk'üz alışılmıştır böyle hengameler, bilinir. Ama orada L'appart PR sayesinde getirilmiş içerisinde Fransız Vogue, FTV Brasil gibi moda dünyasında önde giden yayın organları da vardı. Nasıl korktular kim bilir.

- ITU Taşkışla çok güzel bir yer. Öğrencileri öyle bir ortamda okudukları için çok şanslılar gerçi o tuvaletlere ve genel olarak devlet üniversitelerinde bulunan o pis hissiyatına nasıl katlanıyorlar bilmiyorum. Ama avlusu müthiş! Hele defile çıkışlarında bahçeye kurulan Otto ve Kahve Dünyası'nda vakit geçirmek çok keyifliydi. Keşke o kadar insan için 10 masa 25 sandalye gibi bir oranlama yapmasaydınız. Hadi ilk günden yetersiz olduğunu gördünüz. Neden 2. ve 3. gün de aynı problemler yaşanmaya devam etti? Üniversite yıllarını çoktan geride bırakmış, gardrobundaki en minileri ve en yüksek topukları giyen insanların çimlere oturması mı bekleniyordu acaba?

- Kahve Dünyası rezaleti ile ilgili söylemek istediğim birşey daha var: Acaba sanki sadece o 3 gün için kiralanmış elemanları ve yaptıkları baştan-savma kahveleri ile markanın imajında tamir edilmesi ne kadar zor bir hasar oluşturduklarının farkındalar mı? İlk gün iced-mocha'larının sudan ve kalitesiz kremadan ibaret olduğunu anlayanlar diğer günler zaten standın yanına bile uğramadılar.

- Hakan Yıldırım Koton için 2009/2010 koleksiyonu hazırladı. Bilen bilir, Fashion Days'in en heyecanla beklenen ve en çok konuşulan ismiydi Hakan Yıldırım. Koton için hazırladığı koleksiyonda ben en çok bebek gibi pastel tonlardan yapılmış saten şortları beğendim. Ayrıca defile izleyicileri için hazırladıkları "Hakan Yıldırım for Koton" çantaların içine koydukları Türk kahvesi, kullan-at-fotoğraf-makinası ve gerçekten ortamda eksikliği hissedilen en önemli aksesuar yelpazenin en fuşyası çok ince ve bir o kadar da şirin düşünülmüş detaylardı. Keşke akşam defile sonrası yapılan açılış partisinde kendisi yanıma geldiğinde alkolün etkisiyle "tüm koleksiyon harikaydı, tebrikler!" yerine "görseller bir harikaydı!??" demeseydim.

- 2. günün en göze batan aksesuarı; türban! Evet türban! Ramazan'da dağıtılar erzak paketleri gibi içerisinde ne olduğunu merak bile etmediğim (muhtemelen ayakkabı, gömlek, pantolon)Pierre Cardin torbaları taşıyan türbanlar... Bu kadar ayaklar altında olan ama bu kadar da parası olan bir marka... Que'nun tasarımcıları ise ayakta alkışlanmalık.

-Leopar'dan hiç hoşlanmam. Hem de hiç. Tam bitti-gitti derken geliveriyor hep. Ama Gizia koleksiyonundaki bütünlük ve başarılı geçişleriyle son derece iyi kullanmıştı bu deseni.

Gizia

- Fashion Days'in diğer bir heyecanla beklenen ismi Hatice Gökçe. Yalnızca erkek koleksiyonu sunduğu defilede kullandığı en dikkat çekici parçalar tartışmasız eldivenler ve tulumlardı. Eldivenler okey ama tulumlar tabiki tasarım amacıyla yapılmış. Türk insanımın henüz dışarılarda tulum giyip dolaşan erkekler görmeye hazır olduğunu sanmıyorum açıkçası. Ve Hatice Gökçe'den iki süpriz!
1) Podyuma ünlü ressam Tamer Ceylan çıktı! Hem de kendi dijital fotoğraf makinasıyla. Podyumdan çektiği bu fotoğrafların resimlerini yapacakmış. "Keşke benimkini yapsa" diyorum ben de herkes gibi.
2) Yani ne kadar süpriz diyebiliriz bunun için bilemiyorum olsa olsa kötü süpriz olur; podyuma Hayko Cepkin çıktı! Hı hımmm... O kocaman poposu ve göbeğiyle. Hatice Gökçe'nin böyle birşey yapmış olması için ancak yakın geçmişte Hayko ile kanka olmuş olmaları ve Hayko'nun Gökçe'ye bir "kıyak" yapmış Gökçe'nin de ona "Hayko'cum gel seni defilemde çıkartayım" demiş olması gerekiyor. Diğer tüm şıklar kabul edilemezdir.

Hayko Cepkin

- Kapanış defilesi ve Fashion Days'in en karakterli defilesi, ve yoğun güvenlik ve davetiye denetlemelerine rağmen içerisinde Hande Ataizi ve İlker İnanoğlu'nun da bulunduğu bir sürü insanın en çok rağbet ettiği, ayakta kaldığı için salondan çıkarıldığı en şaşalı, en tüyleri ürperten en profesyonel defilesi Hakan Yıldırım'dı. Bu kalabalığı ancak İlker İnanoğlu'nun ağzından şöyle anlatabilirim: "Öyle görünüyor ki herkes Hakan Yıldırım giyiniyor". Hande Ataizi'nin ayakta kaldığında verdiği "bu ne .mına koyim" tepkisi de baya iyiydi.

Hakan Yıldırım

- Fashion Days'in en havalı basın mensubu da tabi ki Onur Baştürk'tü. Defilelerden birinde -şuan hangisi hatırlamıyorum, güvenlik önlemlerinin artırıldığı bir anda içeriye önce basın alınırken Onur Baştürk'ün basın kartının olmadığını gören ve onu tanımayan bir görevli kızcağızımızın "beyfendi lütfen şuan yalnızca press alıyoruz" demesinin ardından Baştürk'ün şöyle bir gülümseyip içeriden ona "Onur'cuğum hoşgeldin gel gel!" diye seslenen organizasyon yetkilisi ile salona girmesi IFD'nin en herkesin başına gelmesini istediği andı bence.

- Bu arada Selma Ergeç ne kadar güzel bir kadın. Masal kahramanı gibi maşallah.


Fotoğraflar: Eymen Topçuoğlu.

Posted by ilke 00:35  

0 Comments:

Post a Comment